Hakkımda

Merhabalar, ben Rıza GÜNEŞ namıdiğer aTOMKARINCa burada kendimden bahsedeceğim. 

Bilgisayar ile 8 yaşımda yani 1999  yılında tanıştım. Kısaca bu süreçte neler öğrendim;

İleri Seviye: PHP, VB, C#,HTML/CSS/JavaScript, Donanım, Photoshop(v.b…)

Orta Seviye: 3ds Max, Maya, AutoCAD, C, C++,, SQL, Flash

Öğreneceklerim: Java

Vazgeçtiklerim: ASP, Pascal

Yukarıdaki yazdıklarım beni tanımanız için yeterlidir.

Lakabım

Öncelikle aTOMKARINCa lakabımı açıklayayım.  Bir rivayete göre ilköğretim 1. sınıfta ki Üzeyir hocamın, az biraz hiperaktif olmamdan dolayı bana yakıştırmasıdır. Başka bir rivayete göre ise 7. ve 8. sınıfta ki türkçe dersine giren Serdar hocamın, sınav kağıtlarında yamuk yumuk yazı yazdığımdan dolayı anlamsız bir şekilde bunu Atom Karınca karakterine bağlamasıdır. Sonuç olarak bu lakap sevdiğim hocalarımdan bana armağandır.  Lakabımı aTOMKARINCa olarak yazmamın sebebi ise türkçe hocamın yamuk yumuk takıntısıdır.

Niye lakap kullanıyorum derseniz Türkiye’de internet ilk yaygınlaştığında( mIRC, msn, v.b sohbet programları) gerçek ismini kullanana ben rastlamadım ve bu modaya bende uydum. Niye diğerleri gibi kendi ismime geçiş yapmadım derseniz diğerleri gibi crazy_kovboy, pretty_kiz gibi ortaya karışık lakablara sahip olmadığım içindir. Gerçek hayatta kullanırmıyım? İsmimin kullanılmasını tercih ederim.

Nasıl Biriyim? (Güncel)

Öncelikle güncel dememde ki sebep çok dengesiz biriyimdir. Yarın öbürgün üşenmezsem bu bölüme yazdıklarımı değiştirebilirim.

  • Sevdiklerimi kızdırmaktan aşırı zevk alan biriyim.
  • Ahlaki sınırları(fesatlara özel açıklamadır) geçmediği sürece her türlü yeniliğe açık biriyim.
  • Severek öğreneceğim bir şey varsa öğrenene kadar başından kalkmam.
  • Sevmediğim bir şeyi öğrenmem gerekirse bir yolunu bulur gene  de onu öğrenmem.

———————–

Ne yaptım?

Aşağıda anlattıklarım yazımın başında yazdığım  kısaca neler öğrendimin uzun versiyonudur.  Ne bulduysa yazmış diyeceklere cevap niteliğindedir. Bilgisayarlarla 12. senemi doldurduğumdan bu süreçte öğrendiğim şeyleri yazmamın imkanı yok. Anlatıklarımın hepsi 6 aydan fazla üstünde durduklarımdır. Tavsiyem okumamanız ileride nostalji yapmak amacıyla yazılmış yazıdır. :)

8-14 Yaş(Donanım, Ofis Programları)

1999 yılından bu yana ne yaptım. Öncelikle çocukluğumda ailemin bilgisayar oynamama kısıtlama getirdiği için onlara teşekkür ederim. Bu sayede hem bilgisayar oynadım hem de sokaklarda  oynadım. 2000’li yıllarda superonline firmasının internet paketiyle internet’e merhaba dedim. Fakat interneti genellikle ödevlerim için kullandım. 99 yılında bilgisayarım döneminin en iyisi(pentiıum 3) olduğundan dolayı her türlü oyunu oynadım. Fakat 2000’li yıllarda p4’lerin çıkmasıyla bilgisayarımın yavaş olduğunu farkettim ve yeni çıkan oyunları oynayabilmek için donanıma merak sardım. Hepsinin markasını modelini bilmem ve her ay teknoloji dergileri almam bilgisayarı yenilemem için yeterli olmadı.

15-18 (HTML, VBasic, C#, Photoshop, Flash)

Ülkemize adsl’in gelmesiyle 2005 yılında süper hızlı internet ile tanıştım. İnternete bağlanırken telefon kesilmiyor ve faturayı düşünmeden internete girebiliyordum. 128 Kbps 3 gb kotalı internet bana her konuda yardımcı olan en sevdiğim öğretmenimdi.

İnternette gezinmekten sıkıldığım bir gün “benim neden sitem yok” dedim ve araştırarak mynet’in sitemynet servisini buldum ve ilk sitemi oluşturdum. İlk başta hazır şablonlarını kullandım fakat belli bir zaman sonra benim diğerlerinden bir farkım olsun diyerek sitemynet’in html düzenleme menüsünü kullanmaya başladım. Fakat o kısımda da abuk subuk şeyler yazdığından pek anlamadım ve hazır kodları gezginler.net adresinden kopyalayıp yapıştırdım. Belli bir zaman sonra bu kodlara  aşina oldum kısacasıdeğiştirmek istediğim yerleri artık bulabilyordum. HTML tam olarak dil sayılmasa da beni programlamaya ilk teşvik eden oldu.

2006-07  seneleri kendi siteme anket ekliyor ve Mynet, Superonline, Gezginler sitelerinden mekik dokuyordum. Ta ki o lanet forum sitelerini görünceye kadar. Forumtr, supermp3, ozmena v.s v.s bu gibi sitelerde anlamsızca amelelik(moderatörlük) yaptım. Her mesajda rütbem artmaya yaklaşıyor ve paylaşımlarda +rep kazanıyordum. Rütbesi benden düşük üyelere polis edasıyla forum kurallarına uyun flood yapmayın gibi birbirinden gereksiz yorumlar yazıyordum. Kendimden rütbece üstün olanlara ise boyun eğiyordum yada daha doğrusu tartışıyor oradan atılıyordum(bknz: banlanmak). Sonra ücretsiz hosting sağlayıcıları sayesinde kendi forumumu açabileceğimi buldum ve hata üstüne bir hata daha yaptım. Açtığım forum sitelerine sağdan soldan kopyala yapıştırla bir yere getirmeye çalıştım fakat bir fayda etmedi. Tam her şey oldu bir forum sitem aktif 100 kullancıyı buldu derken rütbe verdiğim arkadaşın teki üyeliğimi silerek ve anasayfaya  “bu siteyi hackledim admin akıllı ol” diye bir mesaj ile beni o zamanlar çıldırmamı sağladı.

Bu olaydan sonra forum sitelerine küstüm ve kendime  gezginler.net benzeri siteleri rakip belirledim. Bende portal açıp onlar gibi bir siteye sahip olabilirim dedim. Bir başka lanet okuduğum portal’ı(PHP Nuke) açtım fakat bununda şablonu çok kötüydü. Daha iyi bir görünüm kazansın diye photoshop, css, flash gibi tasarımı ilgilendiren araçları öğrendim.  Tasarım yönünden dört dörtlük bir sitem olsada içerisi boş olmasından dolayı ve ücretsiz hosting firmasının kapanmasından dolayı bu macerama da son verdim. Önce forum sitemin sonrada portalımın aniden kapanmasından sonra yedekleme(sql) diye yeni bir terim ile karşılaştım.  Ondan sonraki açtığım siteleri yedekledim fakat bu yedeklerde farklı veritabanlarına yüklendiğimde çok fazla hata verdiğinden dolayı mysql hakkında araştırma yaparak sorunların çözümlerini öğrendim.

Visual Basic, C#, PHP

İlkokul bittiğinde liseye geçiş sınavı(O.K.S)’ndan anadolu liselerine yetecek puan alamadım ve tercihimde bilgisayar sevdamdan olsa gerek son sıralarda da olsa  anadolu meslek liselerini yazdım. Ve bunlar arasından Kocasinan Anadolu Meslek lisesini kazandım. Bilgisayar sevdalısı olmam dolayısıyla lisede işleyeceğimiz dersleri yarı kitaplardan yarı internetten araştırarark derse hazırlıklı girdim.  Programlama dersine giren Serdar hocam sayesinde programlamanın temel yapısını öğrendim. İnternette site açma aşkına son vererek evde visual basic programının altını üstüne getirdim. Sonraki sene c# programının da hemen hemen aynı yapıyla çalıştığını görünce visual basic programını rafa kaldırarak c# ile uygulamalar yazdım. Hatta artık programlama bilgim ile her türlü sorunu çözüme kavuşturacağımı düşündüğüm için tekrardan forum sitesi açmaya karar verdim fakat diğerlerinden en büyük farkı özgün olmasıydı. 2 mart 2008 yılından DataServis.Org adlı forum sitesini açtım. Çok inandığım bir projeydi. Bol örnekli iyi bir kaynak olmasına rağmen bu sitemde tutmadı diyerek 1 ay geçmeden phpbb tabanlı forum sayfasını kapattım. Hemen ardından o zamanlar yeni çıkan myBB forum sistemini kurdum. Programla dilleri ön planda olsada diğer kategorileride belki bu sefer tutar diye forum sayfama ekledim. Fakat dataservis.org’da farklı bir şey hissettimden midir nedir, sitemin tutmasından çok myBB sistemindeki kodlarla uğraştım ve myBB destek sitelerinin  bağımlı bir okuyucusu oldum.  Bu sayede myBB sisteminde ki eksiklikleri c# diline benzeyen  php dilinde basit eklentiler yazarak PHP’ye merhaba dedim.

Bir kaç ufak uygulama da PHP’de yazdıktan sonra myBB destek sitelerinde ki yöneticilerin BLOG diye garip bir şey açtıklarını gördüm. Kendi istedikleri üslubla yazıyorlar ve üyelik diye saçma bir sistem yok.  Benim 2005’te açtığım sitemynet gibi fakat tek farkı tasarımdan çok içeriğin ön planda olmasıydı.

Bu zamana kadar her şey çok güzel gidiyordu tam mesleğimi buldum derken internet sitelerime olduğu gibi yaptığım programlarında başına kötü işler geldi. Evet düşündüğünüz gibi sabit diskim sizlere ömür.

18-21 (JavaScript,C++, C, 3dsMax, Maya, AutoCAD)
DataServis.Org’u blog olarak kullanmaya başladığımda her istediğimi yazıyordum ama  bi kaygım vardı ziyaretçi sayısı. O sıralar blogcuforum diye bir forum vardı amacı, blog kullanan insanlara amatör ölçüde yardım etmek. Bende orada az biraz öne çıktım milletin saçma sapan sorunlarına yardım ederek biraz ziyaretçi kazandım.

Hatırladığım bana göre komik bir konu vardı. Arkadaşın teki sitesine bağlantı eklemiş örneğin <a href=”google.com”>google</a> fakat bu arkadaş eklediği bağlantıya tıkladığında google’a giremiyormuş. Bunu sorun için 20’ye yakın cevap gelmişti ama hepsi saçma sapan işin içine garip terimler karıştıranlar bile vardı javascript, domain v.s v.s. Neyse çözüm bağlantının başına http:// eklemekti.

Bu tür insanlara yardım etmekten sıkıldım, blogger’a şablon hazırlamaya başladım, yabancıların hazırladığı eklentileri tanıttım 3-4 tane de eklenti hazırladım. 1-2 yıl bu işlerle uğraştım ve sonunda javascript ve css ile haşır neşir oldum.

Üniversite kazanma kaygısıyla bu işlerden uzak durarak kendimi bilgisayar oyunlarına verdim. :) Balıkesir üniversitesini kazandığımda tekrardan bloguma döndüm ama nedense artık eklenti yazmak yada insanlara bu konuda yardımcı olmak beni mutlu etmiyordu. Üniversite de yavan bir sene geçirdim ve geçirmeye devam ediyorum. Zaten kaba tabirle bilgisayarcı olduğum için ve çoğu konu da kendimi geliştirdiğim için üniversite de gördüğüm konular bildiğim konulardı yada yakın olduğum konulardı.

Üniversitenin 2. senesinde bir eğitim dersi için projeler verildi. Amacı ilkokul çocuklarına eğitim veren bir projeydi. Bu proje de çizgi film yapma kararı aldık. 3dmax ve maya ile ilk tanışmamız burada oldu, proje de çok iyi bir şey olmasa da diğer kişilerden farklı olduğu için yüksek not aldık. Aynı sene c ve c++ dersleri de gördük ve bol anne çocuklu örneklerle nesne yönelimli programlamayı da anlamış olduk.

22-…  (PHP, Mysql, 3dsmax, Linux ve Unix)

3. sene bol bilgisayar dersli dönem geçirdim. c, c++ görünümlü php işledik. Hatta php ile satranç oyunu bile yaptık. Mysql gördük, 3dmax gördük ve işletim sistemleri diye bir ders gördük ki ilk defa ben bunu nasıl öğrenmedim dedim. Derse giren Taner hoca ise bana göre okulun en iyi hocası. neden derseniz? hocaya bilgisayar hakkında ne kadar saçma sapan sorular yöneltsemde hoca mümkün dedi ve yolunu gösterdi bi bilgisayarı uçurmayı sormadım onu da fanları bağlayıp bir kabuk yazarak uçurursa şaşırmam. Her neyse dersin başında FreeBSD denen dandik siyah ekran işletim sistemi bana dersin sonunda windows işletim zımbırtısından daha hoş geldi.

Eğitim derslerinin sıkıcılığında düşünce kervanına katılıyorsunuz. Bu derslerden birinde canlı çekiliş servisi diye bir şey geldi aklıma. Bunca yıl kod öğrendik yazdığım adam akıllı bir şey yok diyerek başladım hazırlığa. Her ders tasarımla uğraştım neyi nereye koyacağıma karar vermeye çalıştım. Sonra sınıf arkadaşım başkanım sağolsun bir tane pc kasası getirdi hemen ona ubuntu server yükledik ayarlarını yaptık ve yazmaya başladık.

Her şey planlı gidiyordu sonra bir gece hack olayları geldi aklıma. Daha önce yazdığım bir dosya yükleme sistemi çok basit bir açıktan dolayı hacklenmişti. Onun sebebini biliyordum ama bilmediğim başka açıklar varmıydı diye araştırmaya koyuldum ve yoruldum. :) Açıklar bitmek bilmiyor. Veri girişi sırasında 1  satır kod yazıyorsanız  10 satır güvenlik önlemi alıyorsunuz.

Biliyorum dediğim php ve mysql ikilisini tam anlamıyla bu dönem içinde öğrendim. Sonuçta her programlama if, for, while v.b komutlardan ibarettir. Ama işin içine güvenlik girince bambaşka şeylere kafa yormanız gerekiyor.

Güvenlik önlemleri  beni oldukça yavaşlattı. 1 yıl gibi bir süre sonunda randwin’i  çok çirkin ve eksikleri olmasına rağmen yayınladım. Çünkü bana kalsa eksikleri bitmez ve çok sayıda kullanıcının geri bildirimine ihtiyacım var.

—————————————————————
Şimdilerde kendimi tatile verdim az biraz toparlandıktan sonra tekrardan kod havuzuna dalarak yeni projeler geliştirmeye devam edeceğim.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir